TELEFONLARA BAĞLANMAYALIM

Hiç şüphesiz haberleşme insanlar için fazlasıyla önemli bir ihtiyaçtır. Bunun için ilk olarak duman kullanılmışken zamanla günümüzde kullandığımız, artık herkeste “en az bir tane” bulunan akıllı telefonlara kadar gelişmiştir.

Aslında akıllı telefonlardan önce kullanılan ev telefonlarına ya da cep telefonlarına bakacak olursak ikisinin de amacının net bir şekilde sadece haberleşmeyi, iletişimi sağlamak olduğunu görürüz ama şimdi kullandığımız akıllı telefonların amacı neredeyse haberleşmekten başka her şey haline gelmiş durumda. Günümüzün en büyük sorunlarından biri de zaten bu.

Telefonun amacı iletişimden daha farklı yerlere yönelerek artık hayatımızı yönetir hale gelmiş durumda. Sanki telefonlar, onlara sahip olan insanlar için ayrı ayrı sahte dünyalar üretiyor gibi. Çevrenize bir bakın, çoğu insanın gerçek dünyadan çok sanal dünyaya bağlı olduğunu görebilirsiniz.

Mesela benim aklıma bunları söylediğimde bilim kurgu türündeki “Başlat” filmi geliyor. Tamamını izlediğimi söyleyemem, ama filmin çoğu “Oasis” isimli bir sanal gerçeklik dünyasında geçiyor. İşte, artık bu sadece filmlerde kalmış bir durum değil ve zamanla bu gibi şeyler yaygınlaşacak gibi görünüyor. İnsanların kendini bir sanal gerçeklik gözlüğü ile gerçek dünyadan soyutlamasının iyi sonuçlar doğurmama ihtimali çok yüksek.

Bir de şu var ki bu küçük çocukları bile çok etkiliyor. Aileler kendi işlerini “biraz olsun rahat yapabilmek için” yoğun olduğu zamanlarda küçük çocuğunun eline veriyor telefonu, hem de kontrolsüz bir şekilde ve ne yaptığını hiç düşünmeden. Aynı şey yemek yedirmeye çalışırken de yapılıyor hatta. Böyle bir durumda zaten tokluk hissinin oluşma şansı da pek yok gibi, çünkü o sırada odaklanılan tek şey telefon.

Bu verdiğim örneklere bakacak olursak teknoloji, günümüzde de özellikle de akıllı telefonlar içindeki uygulamaları “özgürleştiriyor” iken kullanıcılarını kendisine bağımlı hale getiriyor.

Günümüzde telefonları kullanmamak tabii ki imkânsız. Önemli olan nasıl kullanılacağını bilmek.